12 ÖFKELİ ADAM

12 ÖFKELİ ADAM

TBMM tutanaklarının yayınlanması üzerine ‘tam da bilmediğimi’ düşündüğüm Denizlerin serüvenini bir film projesi olarak çalışmaya başladım.. Bulabildiğim kaynaklardan yola çıkıp ‘hiç bilmeyen’ birine anlatabilme tasasıyla giriştiğim bu çaba “bizim deniz” adıyla, 6 saatlik bir senaryo olarak sonuçlandı… Asıl ve sevdiğim uğraşım/işim olarak ‘tiyatro oyunu’ hali ve bağlı olarak film hali ise kendiliğinden oldu ve bir film klasiği olan ’12 Kızgın Adam’dan ismini aldı.. ’Belgesel’ olarak da nitelenebilecek olan bu çalışmada, ‘Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan’la birlikte anılan düşünce/hareket zamanın iktidarı ya da iktidarın unsurları tarafından nasıl algılanmış ne derece savunulmuş ya da mahkum edilmiştir…’ Vekillerin kendi ağızlarından anlatılmaya çalışıldı.. Tartışılan düşüncenin parti ya da milletvekili isimleri altında başka yerlere kaymasına izin vermemek için hemen hiç ‘kullanılmadı’…

İdam görüşmeleri 10 mart 1972’de başlamış… Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın idamına karar veren askeri mahkeme, ‘müessese olarak bunlar üzerinde hüküm vermeyi kamu vicdanına, tarihe ve TBMM’nin takdir ve yetkisine bırakmayı uygun görerek‘ konuyu TBMM’ne havale etmiştir. İdamlar Meclis tarafından onanmış, Cumhurbaşkanının da imzasıyla 5 Mayıs 1972 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve idamlar 6 Mayıs sabahı gerçekleştirilmiştir.

..daha okul yıllarında, ülkesi ve halkı için dertlenen GENÇLER için..

Araştıran-Yazan: Yöneten: Karahüseyinoğlu Murat

Oynayanlar: Tekin Temel, Bertan Dirikolu, Engin Alpates, Hamit Demir

Müzik: Mahur Beste (Söz: Attila İlhan/Beste: Ahmet Kaya)

Çizer: Tolgay Palaska / Ses: Yaşar Karakulak / Afiş/Sahne Tasarım: Mk

oyun süresi: 70 dakika – tek perde.

Teşekkürler: Özge Öztürk, Armağan İnal, Tolgay Palaska, Ekrem Öncül , Tiyatro Evi, Feyk Sahne, Ferda/Yalçın Günaydın, Yahya Kemal Tokdil Ve Moda Sahnesi

BİLET AL

******

WhatsApp Image 2023-12-26 at 19.45.06 (1) WhatsApp Image 2024-01-21 at 00.07.51 (1)

WhatsApp Image 2024-01-21 at 00.07.51 WhatsApp Image 2023-12-26 at 19.45.06 (4)

WhatsApp Image 2024-03-09 at 17.33.19 (1)

WhatsApp Image 2024-03-09 at 17.33.19 (2)

WhatsApp Image 2024-03-09 at 17.33.19 (3)

12 ÖFKELİ ADAM ........ Basında

Şiirin sonunu, ağıdın hüznünü, güneşten ışık yontanların hikayesini biliyoruz. Evlatlarını yitirmiş bir halkın bitmek bilmez hüznüyle, bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanların dillere destan direncidir bu. Bin kez anlatılsa bir yanı eksik.

Tarihin, şiirin, ağıdın, tanıkların defalarca anlattığını, bir kez daha anlatmaya girişmek, üstelik “soğuk yüzlü TBMM tutanakları”ndan yola çıkmak cesaret işi. Öteki Tiyatro ve Murat Karahüseyinoğlu böyle bir cesaretle girişmiş işe. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’a dair bir kesiti anlatan “12 Öfkeli Adam” oyunu böyle ortaya çıkmış. Murat Karahüseyinoğlu’nun oyun metnini yazarken baktığı yer TBMM tutanakları. İdam cezası verdikten sonra “…hüküm vermeyi kamu vicdanına, tarihe ve TBMM’nin takdir ve yetkisine bırakmayı uygun gören” askeri cunta mahkemelerinden sonraki aşamaydı Türkiye Büyük Millet Meclisi. Bu ülkenin “aydınlığı çalkalayan hoyrat gülüşlü” gençlerini büyük bir iştahla ölüme gönderen TBMM “takdir ve yetki”sini ellerin çifter çifter havaya kalktığı oylamalarla kullanmıştı. Oyun metninde bu sözlere dokunulmamış, değiştirilmemiş. Her sözcüğü gerçek, her sözcüğü söylenmiş bir metin var ortada.

BİR MASA ETRAFINDA OYUNCULAR VE SEYİRCİLER

Murat Karahüseyinoğlu, yazdığı ve yönettiği “12 Öfkeli Adam”da bir yüzleşme, bir karşılaşma masası kuruyor orta yere. Kült bir film olan “12 Öfkeli Adam/12 Angry Men” filminden esinlenmiş bir fikir bu. Yine de hikaye başka, dramatik akış başka, bence yöntem de başka… Açıkçası film ile oyunun aynı adı taşımasının iyi bir fikir olduğundan emin değilim, sanki biraz kafa karıştırıcı. Bu esinlenmeyi başka türlü ifade edip oyuna başka bir isim düşünülse de olurmuş.

Murat Karahüseyinoğlu’nun bir masa ve etrafında 4 oyuncu ile kurguladığı sahnenin üç tarafı seyircilerle çevrili. Dördüncü duvardaki üç sandalye Deniz’e, Hüseyin’e, Yusuf’a ayrılmış. 4 oyuncu var masanın etrafında. Diğer 5 sandalyeye çoğu kez izleyiciler oturuyor ve oyunun bir parçası oluyorlar. Oyuncular da, izleyiciler ile yan yana oturarak oynamanın özel bir deneyim olduğunu söylüyor. Bu reji klasik sahnede nasıl çalışır kestirmek güç, ancak izleyici ile oyuncunun kol mesafesinde olmasının, seyircinin “TBMM komisyonunun” bir parçası olarak tartışmanın içinde yer almasının dramatik etkiye katkısı büyük. Tarih ve kamu vicdanının hükmü de açık olduğundan dışarıdan değil, hem oyunun içinden ve hem kalbin içinden bir izleme deneyimi yaşanıyor.

Oyunun karakterleri 4 farklı siyasal eğilimi simgeleyen 4 milletvekili. Aslında 2 eğilim de diyebiliriz; idama “evet” diyenler ve “hayır” diyenler. İsimleri yok bu vekillerin, oyuncular gerçek adlarını kullanıyorlar. Mesele isimler değil çünkü, mesele…

Sahi mesele neydi? İşte onu konuşuyorlar bir masa etrafında, TBMM belgelerine dayanarak. Ülkenin, en iyi üniversitelerinde okuyan 20’li yaşların başındaki gençlerini idam sehpasına sürükleyen mesele neydi? Her milletvekilinin yanıtı ayrı. İdamı savunanların sabit fikirli hallerine karşılık, gençlerin siyasal eylemlerinden ötürü ölüme gönderilemeyeceğini söyleyen milletvekillerinin umutsuz çabaları.

SAĞCILAR, KLİŞELER VE İNTİKAM HİSSİ

Sürekli argüman üreten, kanıt sunan, olayları hatırlatan bu vekillere, aynı basmakalıp klişelerle yanıt veren sağcılar! Bir saat boyunca bir masa etrafında süren tartışmanın en basit özeti bu. Dün olduğu gibi bugün de, “AKP ve MHP oylarıyla reddedilmiştir” klişesinde karşılığını bulan dinlemezlik, anlamazlık, umursamazlık hali.

Masanın “sağ” tarafındaki milletvekillerinin “intikamcı” bir his ile yaklaştığını görmek zor değil. Hayır, “3’e 3” diye sıklıkla dile gelen ve Mendereslerin idamına gönderme yapan fikrin “manipüle edici” yaklaşımından söz etmiyoruz. Daha çok “devlete isyan” fikrinden duyulan korkuyla bu çıldırtıcı cüretin cezalandırılması talebi var. Bu bir intikam olduğu kadar bir gözdağı aynı zamanda.

“12 Öfkeli Adam” filminde bir insanın canı üzerine yürüyen ve “masumiyet” üzerinde şekillenen tartışma bu kez bambaşka bir zeminde cereyan ediyor. Türkiye’nin yakın dönem tarihinin her anına damgasını vuran siyasal iklimi çözümlüyoruz bu zeminde. Geride kalanlara ibret olsun, bir daha kimse cesaret edemesin diye; yükselen sınıf hareketine ve ülkenin devrimci gençliğine verilen bir gözdağı bu idamlar ve TBMM tutanaklarından gelen cümleler bunu bir kez daha kanıtlıyor. 2 sağcı milletvekilinin hiçbir argümanı kabul etmemesi ve “idam” diye tutturması bu yüzden. Sadece üç genci değil, bir gençlik kuşağını yargılıyor iktidar; sadece gençlerin devrimci isyanını bastırmak değil bir ülkenin geleceğini teslim almak istiyor.

RESMİ İFADELER CANLANIYOR, SÖZCÜKLER HAVADA ÇARPIŞIYOR

Murat Karahüseyinoğlu’nun rejisi böyle bir oyun fikri için zor olanı başarıyor. TBMM tutanaklarının soğukluğu ve tek düzeliği, çoktandır unuttuğumuz “yüz yüze bir tartışma hali”ni görünür kılarak canlanıyor; o resmi ifadeler, oyuncuların seslerinde, yüzlerinde anlam kazanıyor. Hamit Demir, Engin Alpateş, Bertan Dirikolu ve Tekin Temel seslerin birbirine karıştığı bu tartışmayı başarıyla sürdürüyor.

Repliklerde dönemin olaylarına dair bilgiler var elbette ama kronolojik bir akış ya da klasik bir belgesel anlatım yok. Havada çarpışan sözcüklerden bir hissi anlıyoruz daha çok. Siyasi bir tartışmayı, her saniyesi dikkatle izlenir bir oyuna dönüştürmede oyuncuların, özellikle karşılıklı sahnelerinde büyük başarı gösteren Engin Alpateş ve Hamit Demir’in katkısı büyük. Sözün önüne geçmeyen, aksine sözü daha görünür kılan bir oyunculuk bu.

Denizleri idama götüren süreç, sağ siyasetin ülkeyi uçurumun kıyısına götürdüğü icraatları ve gençlerin ülkenin anayasasına ve geleceğine sahip çıkışını anlatılıyor elbette ama biz tüm bu tartışmayı “kamu vicdanı” olarak hemen masanın kıyısından izliyoruz. Tarihe düşülen “not” olarak hafızamızda yerini alan devrimciler de masanın öbür tarafında.

Yeri gelmişken, oyun metni birebir TBMM tutanaklarından alındığı için dönemin politik iklimi ve hukuki savunma stratejisi nedeniyle Denizlerin “birer Anayasa savunucusu” gibi göründüğünü, “devlete değil hükümete karşı çıktığı” gibi bir algı da oluşabiliyor. İdama karşı çıkanlar da farklı eğilimlerdeki milletvekilleri çünkü ve meseleye bakışta bugün olduğu gibi dün de önemli farklılıklar var. Küçük bir not olarak akılda tutmakta fayda var.

“SİMSİYAH BİR TESELLİ”

Son olarak, farklı eğilimlerden insanların bir masa etrafında buluşup bir meseleyi tartışması biraz eskide kalmış bir yöntem olabilir. Oyunda anlatılan konudan bağımsız olarak, tevellütü biraz daha eski olanların, şu fani dünyada yarım asırı devirmiş olanların ucundan yakaladığı tartışma, polemik, karşı karşıya gelme kültürü bugünlerde pek yok. Ne sokakta, ne kahvede, ne televizyonlarda farklı fikirlerin gerçekten çarpıştığı polemikler görebiliyoruz. Replikleri kötü yazılmış, tatsız tutsuz, müsamere gibi şimdikiler. Kimsenin yüzleşmek, karşılaşmak, karşı tarafa dert anlatmak gibi bir niyeti kalmamış; denendiğinde ise birinci dakikada kavgaya dönüşen “az kelimeli, az argümanlı” didişme hali baskın. Bu bakımdan da “12 Öfkeli Adam”, tıpkı sinema filminde olduğu gibi, tartışarak fikirlerin nasıl ifade edilebileceğini, nasıl değiştirilmeye çalışılabileceğini de hatırlatıyor. Ama burası Amerika değil ve “fikrisabit”ler çok fazla. Gerçi zaten bu tip tartışmalarda “karşı taraf” değil, “izleyici”dir asıl ulaşılmak istenen hedef. Öteki Tiyatro’nun oyunu da bunu başarıyor.

Kamu vicdanına ve tarihe bırakılan hüküm, idamlardan yarım asır sonra devrimci gençlerin anıları huzurunda saygıyla eğilmek.

“Simsiyah bir teselli” olarak…

Mustafa Kara

******************************************************************************************************

Öteki Tiyatro’nun “12 Öfkeli Adam” Oyunu Denizli'de yerel gazetesinde yerini aldı. İncelemek için tıklayın.

Ali İhsan Sivrikaya / 17.05.2024

******************************************************************************************************

Öteki Tiyatro’nun “12 Öfkeli Adam” Oyunu Üzerine Söyleşi okumak için tıklayın.

Yavuz Pak / 13 Mart 2024

******************************************************************************************************

12 öfkeli adam bugün prömiyer yaptı. Doğru zamanda hatırlatılması gereken tarihi bir gerçekliği açık seçik hatırlattı: sağ intikam için astı Deniz’i, hüseyin’i, yusuf’u… tüm ekibi en içten duygularımla kutluyorum. Çok insana ulaşmasını dilerim oyunun.

Moda Sahnesi-Kemal Aydoğan / 17 Ocak 2024

******************************************************************************************************

KAÇIRMAYIN!

Toplumsal geçmişimizdeki karanlığı deşmeden ve kirleri temizlemeden çocuklarımıza aydınlık fikirler ve gelecek nasıl bırakabiliriz?

Öteki tiyatro 19 ocak 2024’ta Moda Sahnesi’nde!

Kült film 12 Öfkeli Adam bizden çalınan ÜÇ FİDANımıza uyarlanırsa ADALETİ SORGULAMA nasıl yapılır? On numara oyunculuk ve yönetim ile insanlık onurumuzu ve siyasi tarihimizi masaya yatırıp neşterleyen acımasız metin ile yapılmış! Gerçek vatanseverleri şimdiki karanlık hayatımızdan geri bakışla bize unutturmayan bu başyapıt tiyatro tarihimizin yeni yolunda da tam bağımsız bilinçli çizgiye imzasını atıyor. İmza, 1980 darbesindeki çocuğa ait: Şimdinin değerli tiyatro sanatçısı Murat Karahüseyinoğlu açık unutulmuş ve kapatılamaz yaramıza tuz basıyor!

KAÇIRMAYIN!

Seyirci kalmak istemiyorsanız gençlerimizi sistemin yok edişine, gidin karışın tartışmaya, onu da yönetmen engellemiş, ustalıklı biçimde. Tiyatrı dışına çıkıp soğuğu yüzümüze yiyince anladım. 12’den vurmuş sistemin bizi aldatma yöntemlerini. “-Mış Gibi Vatanseveriz Hepimiz!”

Prof. Yusuf Eradam / 17 ocak 2024

******************************************************************************************************

12 ÖFKELİ ADAM- ÖTEKİ TİYATRO

Şimdi her şey unutturulmak üzerine işliyor. Geçmişimizin belleklerden silinmesine çalışılıyor. Gerçek suçlulara iade-i itibar yapılırken, toplumun gözünde parlatılmaya çalışılırken ülkelerinin aydınlığı için yaşamlarını feda eden gencecik insanlar için tek söz edilmiyor. Murat Karahüseyinoğlu'nun kaleminden geçmişe, adalet sistemine sorgu, güçlü bir eleştiri.

1972 Türkiye'si. TBMM. TCK 146-1. maddesine göre Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan'ın ölüm cezasına çarptırılmasına karar verilmiştir.

Bir tarafta idamların kaldırılması konusunda kanun teklifi verenler, diğer tarafta bu talebe karşı çıkan ve 10 mart 1972'de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın idamına karar veren askeri mahkemenin son kararı meclis yetkisine bırakması üzerine idamların gerçekleşmesi için ellerini kaldıran milletvekilleri.

Sosyal adaletsizlikten, zenginin daha zengin olmasından ıstırap duyan, yabancı sermaye sömürüsüne son verilmesini, eğitim, sağlık reformu yapılmasını isteyen, daha mutlu, daha iyi yaşayabilecekleri bir dünya istedikleri için idamlarına karar verilen gencecik çocuklar.

Tam bağımsız bir Türkiye için mücadele veren gençler için" rejim değişikliği istiyorlar, insanları topluca öldürmek istiyorlar" diyen idam yanlısı vekiller.

Siyasi suçların adi suçlardan ayrılmasını savunanlar. Hiçbir suça idam cezası verilmesin diyenler, suçların hafifletilmesini isteyenler ve komisyon kararına karşı çıkıp muhalif olanlar. "Kimseyi işlemediği fiilden ceza veremezsiniz, bu totaliter rejimlerde olur" diye adaleti savunanlar.

İdam yanlısı vekiller sıkıyönetim mahkemelerinin ülkenin bölünmez bütünlüğü için doğru karar verdiğini savunsa da, muhalif vekiller sıkıyönetim askeri mahkemelerinin iktidara bağlı olduğunu, onların düşüncelerini temsil ettiğini, suç sayılan eylemleri gerçekleştikten sonra oluşturulduklarını ve hukuk eğitimi almadıklarını kararların hukuka aykırı olduğunu savunurlar.

Sonuç: Ellerini vicdanlarının üzerine koyup düşünmeleri istenen vekillerin elleri idamdan yana kalkar. Olayların perde arkasındaki suçluları ortaya çıkarmak yerine üç genç idam edilir.

Araştıran-Yazan: Yöneten: Murat Karahüseyinoğlu

Oynayanlar: Tekin Temel, Bertan Dirikolu, Engin Alpateş, Hamit Demir

Müzik: Mahur Beste (Söz: Attila İlhan/Beste: Ahmet Kaya)

Çizer: Tolgay Palaska

Ses: Yaşar Karakulak

Afiş/Sahne Tasarım: Mk

Neriman Uysal / 17 ocak 2024

******************************************************************************************************

12 ÖFKELİ ADAM

Reginald Rose'un yazdığı "12 Öfkeli Adam" dan değil, Murat Karahüseyinoğlu'nun yazıp, yönettiği, "12 Öfkeli Adam" dan bahsedeceğim size...

Reginald Rose'un yazdığı "12 Öfkeli Adam" dan değil, Murat Karahüseyinoğlu'nun yazıp, yönettiği, "12 Öfkeli Adam" dan bahsedeceğim size.

Tekin Temel, Bertan Dirikoğlu, Hamit Demir, Engin Alpateş'in başlıca rolleri paylaştığı "12 Öfkeli Adam" ın ses ve efekt tasarımını Yaşar Karakulak, yapımcılığını Öteki Tiyatro üstlenmiş.

Yazar meclis tutanaklarından yola çıkarak hazırlamış teksti. Belgesel tadında bir trajedi, diyebilirim....hele finalde çalan Mahur Beste şarkısı.

Bilindiği gibi, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın idamına karar veren askeri mahkeme, ‘müessese olarak bunlar üzerinde hüküm vermeyi kamu vicdanına, tarihe ve TBMM’nin takdir ve yetkisine bırakmayı uygun görerek‘ konuyu TBMM’ne havale etmişti. İdamlar Meclis tarafından onanmış, Cumhurbaşkanı'nın da imzasıyla 5 Mayıs 1972 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve idamlar 6 Mayıs sabahı gerçekleştirilmişti.

İnsan hayatı söz konusuyken karar almak kolay mıdır?

Dört oyuncu son derece inandırıcı yorumlara imza atmışlar. Özellikle Tekin Temel'in yaşar kıldığı karakterdeki başarısı övgüye değer. Tartışmaların ve gerilimin yükseldiği sahnelerde izleyici kendini o toplantı salonunda hissediyor ister istemez. Konuşulanlara, anlatılanlara, ortaya sunulan delillere tanıklık ediyor. Ve farkında olmadan kendi kararıyla baş başa kalıyor.

Ayrıca belirtmeliyim ki, Murat Karahüseyinoğlu'nun kusursuz sahne dili ve reji anlayışı esere çok şey katmış.

Pınar Çekirge / 19 Ocak 2024

******************************************************************************************************

Öteki Tiyatro ve Murat Karahüseyinoğlu'nun Meclis Tutanaklarından kurgulayıp yönettiği ve dört güzel oyuncunun oynadığı, Deniz, Hüseyin, Yusuf'u idam kararının o dönemin siyasi kimlikleri aracılığıyla bir kez daha objektif olarak anımsatıldığı iyi oynanan ve iyi kurgulanmış bir oyun izledim. 12 Öfkeli Adam. Her defasında Amerika'yı yeniden keşfetmenin, dahası bugünün siyasilerinin seviye düşüklüğünü gösteren ve elbette içinde yaşadığımız trajik durumu bize bir kez daha, anımsatan iyi bir çalışma olmuş. Karışık duygular içinde, gözleri dolu izledim oyunu. 80 öncesi Tandoğan, Beşevler, Sıhhiye, Cebeci, DTCF ve Tiyatro, ODTÜ günlerimiz, grupla gidiş gelişlerimiz, verilen kavgalar, çekilen acılar, ölenler, yargılananlar, işkence görenler, kaybolanlar, kederli aileler, ağır bir hüzün ve darbeyle sessizliğe gömülmüş bir halk. Ve elbette tek bir kişi öldürmeden bedel ödeyerek darağacına gönderilen üç genç: Deniz, Hüseyin, Yusuf. Ne hukuk, ne anayasa, ne etik, ne vicdan... Çapsız siyasilerin öfke ve kin histerisine kurban edilen üç fidan. İzlemelisiniz. Meclis tutanaklarını dinlemelisiniz. Sonra da toplum olarak anayasanın, istendiği zaman delindiği yılları ve tekrar tekrar anımsayarak vicdanınızı sorgulamalısınız bu oyun aracılığıyla. Başta okuldaşım Murat Karahüseyinoğlu olmak üzere, son derece içten ve gönülden oyunculuklarıyla oyuncuları ve tüm teknik ekibi kutluyorum. Sağ olun. İyi ki varsınız..

Prof.Dr.Nurhan Tekerek/ 29 ocak 2024